Çiçekler, aşkımızı ifade etmenin en güzel yoludur. Sürekli taze ve canlı mesajlar iletirler. “Seni Seviyorum!” demenin en etkili ve basit yolu budur aynı zamanda.
Bu nedenle, sevdiklerimize duygularımızı ifade etmek istediğimiz zamanlarda çiçekler devreye girer. Anneler Günü, Öğretmenler Günü gibi sevgi ve saygının iç içe geçtiği özel günleri bir kenara bırakalım, aşkın yoğun olarak hissedildiği anlarda çiçekler en canlı, en kırmızı hallerini alır. Aşk denince akla gelen ilk çiçek kuşkusuz güldür. Dünyanın dört bir yanında gülün anlamı daima aynıdır. Onun, sevgililerin çiçeği olduğu tartışılmaz. Tutkulu… Aşk dolu… Keskin… Büyük ihtimalle bu sebepten Sevgililer Günü’nde en çok tercih edilen çiçek olmuştur yıllar boyunca. Çünkü sevgiliye verilebilecek en güzel çiçek odur…
- Güllerin renklerine göre anlamları için tıklayın!
- Güllerin sayılarına göre anlamları için tıklayın!
Sevgililer Günü’nün kendine ait bir efsanesi bulunmaktadır; ayrıca gülün ve onun sembolize ettiği unsurların da… Peki, bu eşsiz ilişki nasıl oluştu dersiniz? Bu konuyu daha iyi anlamadan önce Sevgililer Günü’nün kökenini anlattığımız Sevgililer Günü Nedir? başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.
Aşkın ve güllerin Sevgililer Günü’ndeki bağlantısına gelelim. Bazı kaynaklara göre, her şey 1800’lü yıllarda Amerika’da Esther Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını göndermesiyle başlamış. Zamanla bu kartlar yerini çiçeklere, özellikle de kırmızı güle bırakmış.
Başka bir efsane ise 15. yüzyılda Fransa Kralı 4. Henry’nin kızı için Aziz Valentine onuruna düzenlediği bir partide, katılan tüm kadınların kavalyelerinden bir buket çiçek aldığı yöndedir. Çiçek hediye etme geleneği böylece başlamıştır.
Efsanevi Gül Hikayeleri
Gül, diğer adıyla rose, pek çok masalsı hikaye barındırır geçmişinde. Bazı kaynaklara göre bu çiçek yaklaşık 35 milyon yıldır var, fakat yetiştiriciliği yalnızca 5 bin yıldır yapılmaktadır. Kırmızı gül ile ilgili olarak… 1600’lü yıllarda popüler hale gelen kırmızı gülün aşk ile özdeşleşmesi çok daha öncelere uzanıyor. Mis gibi kokusu ve göz alıcı görünümüyle herkesi kendine aşık edebilecek güzellikteki güle adanmış efsaneleri birlikte gözden geçirelim.
Öncelikle, Roma Mitolojisi’nde gül, aşk tanrıçası Venüs’ün en sevdiği çiçek olarak öne çıkıyor.
Başka bir efsaneye göre, çiçek tanrıçası Flora, ormanda yürürken genç bir kadının cesedi ile karşılaşır. Bu kadar güzel birinin cansız yatmasını gören tanrıça, kadını dünyanın en güzel çiçeklerinden biri olan beyaz güle dönüştürür. Bu çiçeğin adını ise aşk tanrısı Eros’tan alır: Rose.
Bir başka hikaye de Venüs’ün gülü kendi gözyaşlarından yarattığına dair… Aynı efsanede tanrıların, Venüs’ün anısına gülü yarattıkları söylenir.
Efsaneyi sürdürelim… Başka bir efsane, Hristiyan dünyasına ait. Havva’nın beyaz gülü öpmesi sonucunda gülün pembe rengi aldığı anlatılır. Bunun yanı sıra Adem ve Havva cennetten kovulduktan sonra gülün dikenli hale geldiği de söylenir…
Sevgililer Günü Efsanesi ve Çiçek Gönderme Alışkanlığı
Sevgililer Günü denilince ilk aklımıza çiçekler geliyor. Birçok efsanede bahsettiğimiz bu çiçek, gül. Şimdi biraz daha derin bir bakış açısı kazanalım ve efsaneleri bir kenara bırakalım. Sevgililer Günü’nün kökeni, eski Roma dönemine dayanıyor. O dönemin imparatoru, 2. Claudius, katı kurallarıyla meşhur bir liderdir. Claudius’un en büyük kaygısı, asker bulmanın zorluğudur. Asker bulmakta zorluk çeken Claudius, bunun nedeninin Romalı erkeklerin sevgi ve aile bağlarını bırakmak istememesi olduğunu düşünerek, bir çözüm bulma yoluna gider: evlilikleri yasaklamak!
Hızla kararını uygulamaya koyan Claudius, Roma’daki tüm nişan ve evlilikleri iptal eder. Ancak dönemindeki bir papaz olan Valentine, bu yasakları hiçe sayarak çiftleri gizlice evlendirir. Durum ortaya çıkınca, aşıkları ayırmak istemeyen Aziz Valentine tutuklanır ve ceza olarak öldürülür. 14 Şubat 270 tarihinde yaşamını yitiren Valentine, o günden bu yana – anısını yaşatmak için – Sevgililer Günü olarak anılmaya başlanmıştır ve günümüze kadar ulaşmıştır.
İnternetteki kaynakların çoğuna göre, yukarıda bahsettiğimiz Esther Howland’ın ilk Sevgililer Günü kartını göndermesiyle ortaya çıkan hediye verme alışkanlığı, 1800’lü yıllarda Amerika’da popülarite kazanmıştır. Bir başka çuval kaynak, Sevgililer Günü’nün tebrik kartları ve hediyelerle kutlanmasının, 14. ve 15. yüzyıllarda İngiltere ve Fransa’da başladığını öne sürmektedir. 19. ve 20. yüzyılda ise bu gelenek Amerika’da yaygınlaşmıştır. Kart gönderme, hediye armağan etme ve dolayısıyla da “seni seviyorum” demenin en güzel yolu olan çiçek gönderme geleneği zamanla dev bir sektör oluşturmuştur.
Bu kadim geleneği sürdürmek istiyorsanız, gülünüzü yollamadan önce gül anlamlarına bir göz atmanızı öneririz.
Hangi Renk Gül, Ne İfade Ediyor?
Güllerin renklerine göre farklı anlamları vardır. Ancak güllerin genel anlamı her zaman sevgidir. Hangi renk olursa olsun, sevgiyi ve iyi niyeti temsil ederler. Gül anlamlarını derinlemesine incelediğimiz yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.
En popüler gül anlamları
Kırmızı gül: Aşk, tutku, şehvet, seni seviyorum!
Beyaz gül: Masumiyet, saflık, temizlik, değer verme.
Sarı gül: Sevinç, dostluk, arkadaşlık.
Pembe gül: Zarafet, incelik, memnuniyet, keyif, hayranlık.
