Başarıya giden yolda en önemli etken deneyimlerdir. Her bir yaşanan olay, insanın tecrübe
birikimine katkı sağlar. Burada asıl mesele, bu deneyimlerden doğru dersleri alabilmektir.
Her zaman doğru zamanda doğru kararlar vermeye gayret ederiz. Ancak bu süreçte birçok hata yapmamız da kaçınılmazdır. İnsan doğasının en zor kabullenilen gerçeklerinden biri de işte bu hatalardır.
Bir olay yaşandığında, insan çoğu zaman dışarıdan bir göz olamaz. Bu nedenle doğru hareketin ne olduğunu tespit etmek için sonuçlar bize rehberlik eder. Bu yüzden, sıkça duyduğumuz kelimelerden biri “keşke”dir. “Keşke şöyle yapsaydım” ifadesini birçok insandan duyabiliriz. Fakat hiçbir “keşke”, geçmişteki hataları düzeltmez.
Eğer ilerlemek istiyorsa insan, geçmişe takılı kalmak yerine hatalarını kabul edip sevmelidir. Doğru dersleri çıkararak bir sonraki karşılaşılacak durumlarda daha hazırlıklı olmak mümkün. Bu sebeple, hatalarınızı sevin. Ancak bu sevgi, geçici olmamalıdır.
İş yaşamında yapılan hataların sonuçları oldukça acı olabiliyor. Maddi kayıplar ve iş kaybı gibi durumlar, yaşamda ciddi sorunlara yol açabileceğinden daha titiz olmaya ve kusursuz bir performans sergilemeye çalışırız. Ancak ne yazık ki, çoğu zaman aynı özeni özel hayatımızda gösteremeyiz. Kişisel ilişkilerde tolerans daha fazladır, bu nedenle hataları düzeltmek daha kolay görünür; bu da bazı durumlarda daha özensiz davranmayı beraberinde getirir.
Anneler, çocuklarına “Mümkün olduğunca az özür dile!” derler. Fakat bu söz, çocuklar tarafından genellikle yanlış anlaşılır ve özür dilemek bir ömür boyu zorlayıcı hale gelebilir. Annelerin vermek istediği mesaj, daha az hata yapmaktır; ancak çocuklar bazen hatalarını kabul etmekte zorlanabilirler.
Aslında özel hayat, insanın ruh ve beden sağlığı ile iş yaşamını da etkileyen kritik bir faktördür. Ne kadar mutluysanız, o kadar başarılı olursunuz. Bu nedenle belki de para kaybetmekten çok, insan kaybetmekten korkmalıyız. Hatalar yapılabilir; ancak özür dilemeyi ve hataları telafi etmeyi de bilmek gerekir.