Paylaş

Amino asitler, proteinlerin yapı taşları olup, içinde amino ve karboksil grupları bulundurmaktadır. Amino asitlerin birbirine eklenmesiyle meydana gelen kısa polimer zincirlere peptit, daha uzun zincirlere ise polipeptid ya da protein denir. Proteinler, vücudun ihtiyaç duyduğu makro besin gruplarından birini oluşturur. Proteinlerin parçalanması sonucunda açığa çıkan amino asitler, belirli fonksiyonlar için birleşerek vücutta çeşitli görevler üstlenirler. Peki, amino asitlerin hangi görevleri vardır? Amino asitler bize ne gibi yararlar sağlar? Bu yazıda bunlara derinlemesine bakalım.

Amino asit nedir?

Amino asitler, proteinleri oluşturan temel bileşenlerdir ve yapısında amino ve karboksil gruplarını barındırırlar. Amino asitler, birbirine bağlanarak kısa polimer zincirleri oluşturur ve bunlara peptid denir. Peptidler, daha uzun zincirler oluşturarak polipeptidlere dönüşür, bunlar da protein olarak adlandırılır. Amino asitleri zincirler halinde birleştiren enzim mRNA olarak adlandırılır ve bu süreç translasyon olarak bilinir. Proteinlerin parçalanması sonucunda ortaya çıkan amino asitler, kalp, kas, göz, deri gibi dokuları oluşturmak gibi çeşitli görevleri yerine getirir. Bu nedenle, amino asitler vücut için hayati öneme sahip maddelerden biridir.

Vücudumuzda 300’den fazla amino asit bulunmasına rağmen, bunların yalnızca 20 tanesi protein sentezinde kullanılır. Amino asitler, esansiyel amino asitler, koşullu esansiyel amino asitler ve esansiyel olmayan amino asitler olmak üzere üç ana gruba ayrılır. Koşullu esansiyel amino asitler vücutta sentezlenebilirken, esansiyel amino asitlerin dışarıdan alınması gerekir. Dışarıdan alınması gereken amino asitler, proteinli besinlerden sağlanmaktadır.

Esansiyel amino asit nedir?

Fenilalanin: Fenilalanin, sinir sisteminde bulunan epinefrin, dopamin, tirozin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin ön maddesidir. Sinir sistemini uyararak ruh halini iyileştirir ve motive kalmaya yardımcı olur.

Treonin: Treonin, vücutta kolajen ve elastin üretiminde önemli bir rol oynar. Vücut protein dengesinin korunmasında, yağ metabolizmasında ve bağışıklık sisteminde kritik bir öneme sahiptir. Bağışıklık sistemine katkı sağlamakta ve timus bezinin aktivitelerine yardımcı olmaktadır.

Triptofan: İştah, uyku ve duygu durumunu düzenleyen serotoninin ön maddesidir.

Metiyonin: Çinko ve selenyum minerallerinin emiliminde yer alır ve antioksidan özelliği vardır. Metiyonin, vücuttaki ve kanda bulunan yağların metabolik yakımını hızlandırarak testosteron seviyesini artırır. Protein sentezi sırasında ilk eklenen amino asit her zaman metiyonindir.

Valin: Dallı zincirli bir amino asit olan valin, kas büyümesini ve onarımını destekler, ayrıca enerji üretiminde önemli rol oynar. Vücudun nitrojen dengesini korumaya yardımcı olur ve glikoz stoklarını dengeler.

Lösin: Lösin, en güçlü dallı zincirli amino asittir. Kan şekerinin düzenlenmesi, yaraların hızlı iyileşmesi, kemik ve kas dokusunun büyümesi, ayrıca büyüme hormonu üretiminde görevlidir.

İzolösin: İzolösin de bir dallı zincirli amino asittir ve kas metabolizmasında önemli rol oynar. Bağışıklık fonksiyonu, hemoglobin üretimi ve enerji düzenlemesi için kritik öneme sahiptir. Vücutta açık yaralar oluştuğunda, enfeksiyona karşı üretilen hemoglobin proteinini destekler ve kanın pıhtılaşmasına yardımcı olur.

Lizin: Protein sentezi, hormon ve enzim üretiminde, kalsiyum emiliminde rol oynar. Bağışıklık fonksiyonu ile kolajen ve elastin üretimi için lizin gereklidir.

Histidin: Histidin, bağışıklık yanıtı, sindirim ve uyku döngüsü için önemli bir nörotransmitter olan histaminin üretiminde rol oynamaktadır.

Esansiyel olmayan amino asit nedir?

Alanin, asparajin, aspartik asit, glutamin asit bu grupta yer almaktadır. Bu amino asitler, vücut tarafından sentezlenebilir, bu nedenle dışarıdan alınmalarına gerek yoktur.

Koşullu esansiyel amino asit nedir?

Koşullu esansiyel amino asitler, herkes için zorunlu değildir. Hastalık ve aşırı stres dışında gerekli değildir. Arjinin, sistein, glutamin, tirozin, glisin, ornitin, prolin ve serin, koşullu esansiyel amino asitler arasında yer almaktadır.

Dallı zincirli amino asit nedir?

Dallı zincirli amino asitler kısaca BCAA olarak adlandırılır. BCAA’lar, özellikle vücut geliştiricileri arasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Valin, lösin ve izolösin BCAA grubundadır ve kas dokusunun üretiminden, onarımından ve korunmasından sorumludur. Bu amino asitler, protein eksikliğine bağlı terapilerde baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk, depresyon ve sinirlilik gibi rahatsızlıkların tedavisinde de kullanılmaktadır.

Amino asitlerin faydaları nelerdir?

  • Duygu durumu ve uykuyu iyileştirir, stresi azaltır. Panik atak, anksiyete ve depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklara karşı etkilidir.
  • Egzersiz performansını artırır.
  • İltihaplarla mücadelede etkilidir.
  • Kas büyümesini destekler.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir ve bağışıklık seviyelerini yükseltir.
  • Yaşlanmayı geciktirici etkisi vardır; ciltte sarkma ve kırışıklıklara karşı kullanılır.
  • Saçların uzamasını destekler ve saç dökülmesini önler.
  • Hastalıkların iyileşmesinde tedavi süreçlerine yardımcı olur.
  • Kilo kontrolünde ve obezite tedavisinde faydalıdır.
  • Çabuk kırılan tırnakların tedavisinde etkilidir.
  • Sporcuların sağlıklı ve yüksek performans göstermelerini destekler.
  • Kas kaybını önlemesi dolayısıyla kanser tedavisinde kullanılır.
  • Yatalak hastalarda ve ameliyat sonrası iyileşme süreçlerini hızlandırmada yararlanılır.
  • Okul çağındaki çocukların zihin ve beden gelişimini destekler.
  • Kronik ağrı ve yorgunlukla başa çıkmaya yardımcıdır.
  • Bağırsak sorunlarının tedavisinde kullanılabilir.
  • Madde ve alkol bağımlısı bireylerde etkilidir.
  • Huzursuz bacak sendromu ile hiperaktif ve dikkat eksikliği yaşayan kişilerde, migren tedavisinde ve Alzheimer ile Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde faydalı olabilir.

Amino asit kaynakları nelerdir?

Esansiyel olmayan amino asitler vücut tarafından sentezlenebilir, bu nedenle dışarıdan besinlerle alınmalarına gerek yoktur. Ancak esansiyel amino asitler vücut tarafından üretilememektedir. Bu nedenle, 9 esansiyel amino asidin mutlaka beslenme yoluyla dışarıdan alınması gerekir. Esansiyel amino asitler en fazla et ve yumurta gibi hayvansal protein kaynaklarında bulunur. Esansiyel amino asit eksikliği yaşamamak için peynir, yoğurt, kırmızı et, tavuk, balık ve yumurta gibi kaliteli protein kaynakları; baklagiller, kabuklu kuruyemişler ve tahılları uygun miktarlarda diyetle almak önemlidir.

Amino asitlerden zengin hayvansal protein kaynakları: Et, deniz ürünleri, yumurta ve süt ürünleridir.

Amino asitlerden zengin bitkisel protein kaynakları: Soya, kinoa ve kavuzlu buğday, 9 esansiyel amino asidin tümünü içeren protein kaynaklarıdır.

Bu zengin kaynakların yanı sıra baklagiller ve kuru yemişler, bitkisel bazda amino asit kaynaklarıdır, ancak bu gıdalar 9 esansiyel amino asidin tümünü içermezler. Bu nedenle, tamamlayıcı (incomplete) kaynak olarak adlandırılmaktadırlar.

Sonuç olarak, insan beslenmesinde 3 ana makro besin grupundan biri olan proteinlerin yapı taşları olan amino asitler, vücutta pek çok görevde rol oynamaktadır. Çeşitli organlar ve sistemler üzerindeki etkileri sayesinde birçok fayda sağlamaktadırlar. Özellikle esansiyel amino asitleri alabilmek için dengeli bir beslenme düzeninin sağlanması oldukça önemlidir. Amino asitlerden zengin hayvansal ve bitkisel kaynakları günlük diyetimize uygun miktarlarda ekleyerek esansiyel amino asit eksikliğinden kurtulabiliriz. Eğer bir sağlık sorununuz var ise, doktorunuz gerekli amino asitlerin miktarını ve hangilerinin tüketilmesi gerektiğini belirleyecektir.