Paylaş

Koku, aşık olma sürecinde dikkatinizi çekmeseniz bile, vücudunuz karşınızdaki kişinin kokusunun uyumunu hissetmektedir. Anne karnında gelişen ilk duyumuz olan koku, aşkımız üzerinde düşündüğünüzden daha fazla etkiye sahip olabilir.

Parlak bir parmak izi gibi, kokumuz da benzersizdir


Bu eşsiz kokular, aşk konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü aldığımız koku, vücudumuzun karşımızdakinin genetik yapısının bize uygun olup olmadığını değerlendirir ve bu süreç sadece yaklaşık 1,5 saniye sürer.

Karşı tarafın kokusu, doğacak çocuğunuzun genetik sağlığını etkileyebilir


Belki daha önce duymamıştınız ama bu doğru. Araştırmalara göre, vücudumuz kendi vücut kokumuzun zıttı bir kokuya sahip bireylere yönelirse, doğacak çocuğumuzun daha sağlıklı olacağına işaret edebilir. Çünkü hoş koku, genetik olarak zıtlık içeren bir partnerden gelir ve bu gen, MHC geni olarak adlandırılır. Ne kadar fazla farklı MHC geni varsa, o kadar sağlıklı bir çocuk sahibi olma şansımız artar.

Kokunun aşık olma üzerindeki etkisini gösteren ilginç bir araştırma yapıldı

Bir başka örnekte, bisiklet kazası nedeniyle koku duyusunu kaybeden 45 yaşındaki Charlotte Self’i ele alalım


İngiltere’de 2008 yılında yaşanan bir bisiklet kazası sonucu Charlotte Self, kafa travması geçirerek koku duyusunu kaybetti. Sonuçları ne oldu? Mutlu bir evliliği olan Self, eşi Duncan’a karşı olan aşkının azaldığını fark etti. Onu sevdiğini biliyordu ama fiziksel temastan kaçınıyordu; cinsel hayatları sona ermişti. Bu mutlu çift, bu olay sonrasında 5 yıl içinde boşandı.

Kadınlar, koku alamadıkları erkeklere daha az güvenirler


Araştırmalar, erkeklerin vücut kokularını parfümle gizlemeye çalışması ya da sürekli duş alıp giysilerini yıkatmaları halinde, kadınlarda güvensizlik hissi oluşturduğunu göstermektedir. Çünkü kadın, eşinin kokusunu algıladığında, başka birinin etkisi olup olmadığını anlayabilir ve eğer eşinin kokusunu hissedemezse güvensiz hissetmeye başlar.

The Popular Man” web sitesinde gösterilen erkekler, koku ile eşleştirildiğinde daha çekici bulunuyor

Peki, vücudumuzdan yayılan bu koku nasıl oluşuyor ve etkenleri nelerdir?

Vücut kokusunun oluşumunda ilk etken “feromon” hormonudur


Feromon hormonu, aşk ve cinsellikle bağlantılıdır ve insanların bağışıklık sisteminde bulunmaktadır. Bu koku, deri, idrar, cinsel organlar ve koltuk altındaki terle üretilir. Uçucu ve oldukça hafif bir kimyasal koku olup, aşk hormonundan kaynaklanan koku, karşı tarafa karşı hislerimizi etkiler.

Vücudunuzdan yayılan koku, karşı tarafı uyarıyor; eğer koku sizin yapınıza uygunsa, bu sizin için anlam kazanıyor


İlk görüşte aşık olma fikrine inananlar var. Ancak koku, diğer tüm duygulardan daha ön plandadır. Görme, dokunma veya hissetme gibi duyular yeterli değildir. Asıl aşıkmış gibi hissetmemizin nedeni, kokudur. O kokuyu almamız hayati önem taşır. Bu koku sayesinde beynimize bir sinyal gönderilir ve duygularımız şekillenir.

Araştırmacılar, bu kokunun biz birini davet etmesek bile geldiğini belirtiyor


Beynimizle algıladığımız bu koksuz koku, biz birini davet etmesek bile, o kişinin koku radarımıza girdiği andan itibaren ilgimizi çekebilir.

Bahsettiğimiz bu koku, kişinin parfümü değil, ten kokusudur; bu konuda hemfikiriz!


Birinin ten kokusu ne kadar uygun olursa, güvenimiz de o ölçüde artar. Elbette bu, tanıdığımız vücudun kendine özgü kokusu ise…

Kadınların regl dönemlerinde, erkeklerin ise spor yaparken bu koku daha fazla yayılır

Son olarak, koku duyusunun diğer duyulardan farklı olarak hafızaya bağlı bir beyne sahip olduğu söylenebilir