Paylaş

Zamanla insanların beslenme alışkanlıkları evrim geçirirken, yeni süper gıdalar da ortaya çıkmaktadır. Bu süper gıdalardan biri de son zamanlarda sıkça duyduğumuz ve takviyeleri geniş ölçüde satılan Klorella (Chlorella)’dır. Klorella, Almanya, Amerika, Kanada, Japonya gibi ülkelerde yoğun olarak kullanılmaktadır. Vitamin açısından zengin olması ve düşük kalori içeriği sayesinde diyet programlarında yer almaktadır. Klorella, içerdiği klorofil pigmenti ile de dikkat çekmektedir; çünkü klorofilin hemoglobine benzemesi nedeniyle kan yapımını artırıcı bir etki gösterebilir. Şimdi Klorella nedir, faydaları nelerdir? Takviye olarak kullanımının gerçekten bu kadar faydalı olup olmadığını ve olası zararlarını inceleyelim. Hangi kişiler, hangi amaçlarla kullanmalı? Gelin birlikte bu soruların yanıtlarına bakalım.

Klorella nedir?

“Chlorella” Latince kökenli bir terim olup “genç yeşil” anlamına gelmektedir. Klorella, tek hücreli bir su yosunu olarak bilinir ve tatlı su alglerinin özel bir türüdür. Boyutları 70 cm’e kadar uzanabilmekle birlikte, genellikle 2 ila 8 mikrometre arasında; yuvarlak ya da eliptik şekildedirler. Genellikle tatlı su kaynaklarında bulunurlar; ancak deniz, nehir ve göllerde de yaşayabilirler. Karaya çıktıklarında, toprak, kaya ve ağaçlara tutunarak hayatta kalabilirler ve ışık buldukları her yerde yaşayabilirler.

Klorellaların dünyanın en eski bitkileri arasında yer aldığı belirtmektedir. Klorella fosil kalıntıları, bu bitkinin yaklaşık 2.5 milyar yıl önce de var olduğunu ortaya koymaktadır. Başlıca tatlı sularda bulunan ve yılda ortalama 2000 ton üretilen Klorellalar, genellikle Japonya, Tayvan ve Kore’de bulunur. Klorellayı ilk kullanan kişinin M.Ö. 2700’de Kral Shen Nung olduğu tahmin edilmektedir.

Klorella oldukça sağlam bir yapıya sahiptir ve 3 katmandan oluşur. Bu katmanlar oldukça dirençlidir, bu nedenle insan sindirim sistemi tarafından tam olarak sindirilemez ve besin değerlerinden yeterince faydalanılamaz. Bu nedenle tıp ve sağlık alanlarında kullanılan Klorellalar işleme tabi tutulmalı ve katmanları açılmalıdır. Mikronize Klorella ise daha da etkili bir alternatiftir.

Mikronize Klorella nedir?

Klorella’nın 3 katmanlı yapısı, onu insanlar tarafından sindirilemez hale getirir ve verimli bir şekilde kullanılamaz. Bu nedenle Klorella, ön işleme tabi tutulmalıdır. Bu işlem sonucunda katmanları biraz açılan Klorella daha işlevsel hale gelir. Mikronize Klorella, mikro işlemlerden geçirilerek elde edilir ve yüzey alanı 500 kat artar. Bu, Klorella’nın daha etkili bir şekilde kullanılabilmesi açısından önemli bir avantaj sağlar. Aynı zamanda ağır metalleri ve toksinleri bağlayarak detoksifikasyon gerçekleştirir.

Klorellanın faydaları nelerdir?

  1. Besleyici: Klorella, içerdiği besin maddeleri ile bir “süper gıda” olarak öne çıkmaktadır. Besin içeriğinde yaklaşık %50-60 oranında protein bulunmaktadır ve sığır karaciğerinden daha fazla B12 vitamini içermektedir. Ayrıca demir, çinko, iyot, kalsiyum, fosfor açısından zengindir. İçindeki demir, günlük ihtiyacın yaklaşık %6-40’ını karşılayabilir. C vitamini ise demir emilimini artırır. Omega-3 açısından zengin olan Klorella, 3 gramda yaklaşık 100 gram omega-3 yağ asidi sunar; bu durum, 1 kg balık tüketildiğinde elde edilen omega-3 ile karşılaştırıldığında oldukça önemli bir zenginliği gösterir.
  2. Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesi, sağlık açısından kritik bir konudur. Klorella, bağışıklık sistemini güçlendiren temel bileşenler olan polisakkaritler ve glikoproteinler içerir. Yapılan araştırmalar, Klorella’nın bağışıklık sistemini olumlu yönde etkileyerek antikor sayısını artırdığını göstermektedir.
  3. Antioksidandır: İçeriğindeki C vitamini, beta-karoten, likopen ve klorofil ile Klorella güçlü bir antioksidandır. Antioksidan etkisi, birçok hastalığa karşı koruma sağlar. Sigara içen bireylerde yapılan çalışmalar, Klorella’nın antioksidan kapasiteyi artırarak kronik hastalıklara karşı koruyucu özelliği olduğunu göstermiştir.
  4. Asit-Baz Dengesini Sağlar: Optimal kan pH değeri 7.4’tür (+/- 0.05 toleransı). Ancak modern beslenme alışkanlıkları ve stres, pH değerini asidik hale getirme eğilimindedir. Bu, kardiyovasküler hastalık, yüksek tansiyon ve romatizmal rahatsızlıklar gibi sağlık sorunlarını doğurabilir. Klorella, mineral içeriği sayesinde asit-baz dengesinin sağlanmasında önemli bir rol oynar.
  5. Detoksifikasyon Yapar: Klorella, ağır metalleri, toksinleri ve zehirleri bağlayarak vücuttan atılmasını kolaylaştırır ve bu süreç detoksifikasyon olarak bilinir. Karaciğer, beyin ve böbreklerde bulunan ağır metal yükünü azalttığı belirlenmiştir.

Bunlara ek olarak Klorellanın;

  • Yaraların hızlı bir şekilde iyileşmesine,
  • Yüksek ateşin düşürülmesine,
  • Kan dolaşımının düzenine,
  • Kalp ve damar tıkanıklıklarının tedavisine,
  • Yüksek kolesterolün düşürülmesine,
  • B12 vitamini eksikliği yönetimine,
  • A vitamininin ön maddesi olmasına,
  • Depresyon tedavisine,
  • Anemi tedavisine,
  • Sindirim sisteminin düzenlenmesine,
  • Kan şekerinin kontrolüne,
  • Solunum yolu hastalıklarının önlenmesine,
  • Fiziksel dayanıklılığın artışına,
  • Göz sağlığını korumaya,
  • Karaciğerin iyileşmesine,
  • Kan basıncının kontrol altında tutulmasına

katkı sağladığı bilinmektedir.

Klorella zararlı mıdır?

İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalar olmamakla birlikte, hayvan deneylerinde (farelerde) Klorella ve diğer su alglerinin bilinen bir olumsuz etki yaratmadığı gözlemlenmiştir. Klorella, FDA tarafından “genel olarak güvenli” olarak kabul edilmektedir. Ancak, mide bulantısı, karın ağrısı, alerjik tepkimeler, deri döküntüleri, güneş ışınlarına karşı hassasiyet gibi yan etkileri olabileceği belirtilmektedir. Ayrıca Klorella’nın kanı sulandırma potansiyeli nedeniyle kanama sorunlarına yol açabileceği de dikkat edilmelidir. Tüm bitkisel takviyelerde olduğu gibi, Klorella’nın ilaçlarla etkileşime girebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, doktor önerisi olmadan kullanılması tavsiye edilmemektedir.

Sonuç olarak, Klorella son dönemlerde popülaritesi artan ve “süper gıda” olarak anılan bir takviyedir. Yüksek besin içeriği sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirici ve hastalıklardan koruyucu etkileri bulunmaktadır. İnsanların ilgisini çeken bir takviye olsa da, tüm gıda takviyelerinde olduğu gibi doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır; özellikle ilaçlarla etkileşim riskleri göz önünde bulundurulmalıdır.